19 Kasım 2012 Pazartesi

NARNİA GÜNLÜKLERİ/BÜYÜCÜNÜN YEĞENİ-C.S.LEWIS






"Bu,uzun zaman önce,dedenizin çocukluğunda olmuş bir şeyin hikayesidir.Çok önemli bir hikayedir,çünkü kendi dünyamızla Narnia ülkesi arasındaki gidiş gelişlerin nasıl başladığını anlatır.

O günlerde Sherlock Holmes hala Baker Street'te yaşı
yordu ve Bastables hala Lewisham yolunda define arıyordu.O günlerde eğer çocuksanız,her gün o sert ve kolalı yakayı takmak zorundaydınız ve okullar genellikle şimdikinden daha kötüydü,fakat yemekler daha iyiydi.Tatlılara gelince,onların ne kadar ucuz ve lezzetli olduğunu sizlere söylemeyeceğim,çünkü bu sadece boşu boşuna ağzınızı sulandırır."



Sizcede mükemmel bir başlangıç değil mi ? 






31 Ekim 2012 Çarşamba

GÜNÜN KİTAP GÖRSELİ








Günün Kitap Görseli,gene Harry Potter'dan...
J.K.Rowling'in Harry Potter karakterleriyle filmdeki karakterler arasında ki farklar ele alınmış.
Sadece Snape karakteri Alan Rickman'nın canlandırdığı Snape karakteriyle uyuşmuş.
Bu da demek oluyor ki bir kitabı sinemaya uyarlamak hikayenin anlatış şeklini değil,aynı zamanda karakterleri  de değiştirmek anlamına geliyor.




KİTAPLARIM GELDİ-2








Aslında kargo bayramdan önce gelmişti ama bir türlü fırsat bulup blogda paylaşamadım,zira tüm hafta boyunca başımı kaşıyacak vaktim bile olmadı.Hemen hemen herkes tanır onu,Arthur Conan Doyle'ın ölümsüz kahramanı,kendine has yöntemlerle suçluların peşine düşüp gizemleri aydınlatan dahi bir dedektif.

O tek bir bakışlar her bir insanı ayrıntısına kadar okuyabilir,çözülmesi imkansız davaları şaşırtıcı derecede hızlı bir şekilde anlayıp,çözebilir.
Martı Yayınları Sherlock Holmes efsanesinin seçme hikayelerinden oluşan kitapların sonuncusu "GERÇEKLER KANIT İSTER'i" çıkardı.Serinin ilk kitabını-'AKIL OYUNLARININ GÖLGESİNDE' yaz başında almış ve bir çırpıda okuyup bitirmiştim.
Aradan uzun bir zaman geçti,benim Sherlock aşkım bir türlü başlamayan yeni sezon  yüzünden yeniden depreşti-madem sezonun başlamasına daha var en iyisi bu arada kitaplarını okuyayım diyerek,hazır Hepsiburada'da indirime girmişken hiç vakit kaybetmeden serinin diğer üç kitabını da sipariş ettim.
Uzun bekleyiş sonucunda elime ulaştı kitaplar.Öncelikle şunu söylemeliyim Martı Yayınları mükemmel bir şekilde basmış bu kitapları.Gerek kapak tasarımı olsun gerek kullanılan kağıdın kalitesi,kitap okumayı bambaşka bir boyuta taşıyor diyebilirim.
Eğer sizde benim gibi Sherlock Holmes hayranıysanız,bu seriyi mutlaka okuyun.




UÇABİLEN KIZ-VİCTORİA FORESTER




ORJİNAL İSMİ:
THE GİRL COULD FLY
YAZAR:
VICTORIA FORESTER
YAYINEVİ:
PEGASUS YAYINLARI
ARKA KAPAK:

UÇMAK...
Hayaller farklı olabilir.Herkesin bir hayali olabilir.Ama şurası bir gerçek ki,uçabilmek herkesin hayalidir.Peki bu hayalimiz gerçek olsa,gerçekten kendimizi iyi hisseder miyiz?Bir de Piper'a sorun.

Piper McCloud uçabiliyor.Bir kuş gibi.

Ve bu yetenek doğuştan.Problem şu ki,Lowland halkı,Piper'dan korkuyor.Bu yüzden olağanüstü yeteneklere sahip çocukların eğitim gördüğü bir okula gitmek üzere ailesini ve yaşadığı yeri terk etmesi gerekiyor.

Okulda süper yetenekleri olan bir çok özel çocuk var.Fakat Piper hepsinden de özel.

Uçabilen Kız farklı olmak,dostluk ve cesaret üzerine unutulmaz bir hikaye.

*

Amerikan asıllı şair Edward Estlin Cumming'in 
"Hiç kimse değil,ancak kendiniz olmak,sizi bir başkası yapabilmek için gece gündüz elinden geleni ortaya koyan bir dünyada,insanın verebileceği en güç savaştır ve asla savaşmayı elden bırakmayın." sözüyle başlıyor kitap.Piper'ın hikayesi için oldukça güzel bir giriş olmuş.

Piper'ın hikayesi sıradan bir fantastik hikaye değil,aslına bakarsanız fantastik olan tek yanı Piper'ın uçabilmesi,bu yeteneğin nereden geldiğine ya da ailesinin herhangi bir üyesinin lanetlendiği ya da doğaüstü bir varlık olduğuna dair fantastik edebiyatın o çok bilinen kalıpları yok bu hikayede.
Ki buna ihtiyacı da yok.
Uçabilen Kız,öylesine naif öylesine içten yazılmış bir hikaye ki okurken sizi de tıpkı Piper gibi bulutların üzerinde çıkarıyor.
Piper McCloud,dokuz yaşında sıradan gibi görünen aslında öyle olmayan bir kız.Ailesi bunu fark ettiği andan itibaren onu diğer insanlardan uzak tutuyor. Piper'ın yaşıtları gibi oyun oynayabileceği arkadaşları yok,okula da gidemiyor bunun yerine evde eğitim alıyor.
Ama onda diğerlerinden olmayan bir şey var,hayata oldukça farklı bir pencereden bakıyor dokuz yaşında bir kızdan beklenmeyecek kadar derin düşünüyor.
O bunu yaparken sizin yüzünüzde de tebessüm hiç eksik olmuyor.
Yazar bu hikayeyi farklı olan herkesin hissettiklerini dile getirmek için yazmış sanki.İnsanların Piper'a bakışı,onun hakkında düşündüklerini o kadar güzel yansıtmış ki
okurken insanın içi burkuluyor adeta.Bir yerde,diğerlerinden farklı olan insanların nasıl toplum dışına itildiğinin öyküsü bu.Sırf bu yüzden öylece okunup unutulacak bir kitap değil.İçinize işliyor sanki.



Piper hayatında ilk kez kendi yaşında çocukların bulunduğu bir pikniğe katıldığında çok heyecanlıyor,çünkü bu onun için bir ilk.Daha önce hiç bu kadar kalabalık bir ortamda bulunmadı.Sırf bu yüzden kendini kabul ettirebilmek için elinden geleni yapıyor ama işler bir türlü istediği gibi gitmiyor.
Ve böylece Piper'ın hikayesi başlıyor.
Kitabın son sayfasına gelene kadar Piper'ın kendini topluma kabul ettirmek için türlü türlü engellerden  geçeceğini sonunda iyi kalpliği ve cesaretiyle bunu başarabileceğini düşünmüştüm oysa öyle olmadı,Piper'ın cesaretini dünyadan önce başka bir yerde göstermesi gerekiyordu.

Uçabilen kız her yaşta insanın zevkle okuyabileceği türden bir kitap,yazar hikayeyi bir çocuğun gözünden o kadar güzel anlatmış ki,okurken evet bütün bunları ancak bir çocuk düşünebilir diyorsun.
Bir çocuğun endişeleri,umutlara,hayata dair inancı her şey var bu kitapta.


Yazar kitabı ucu açık bir şekilde bitirdi,umuyorum ki Piper'ın maceraları devam eder,beni bu kadar gülümseten aynı zamanda ağlatan bir kitabın ikincisini okumayı çok isterim.
Gelelim kitap kapağına daha önce söylemiştim orjinal kapakları çok seviyorum diye,Pegasus yayınları orjinal kapakla basmış Uçabilen Kızı.
Daha kitabı okumaya başlamadan kapakta ki kızı Piper olarak kabul etmiştim,ayağından onu tutan kadına gelince onun kim olduğunu kitabı okuduktan sonra öğrendim,tabi arkasındaki karlı manzaranın anlamını da,daha fazla Spoiler vermeden son sözlerimi söylüyorum,sizde Piper'ı tanımak istiyorsanız hiç vakit kaybetmeden Uçabilen Kız'ı okuyun.

Gelelim Puanlamaya,henüz yepyeni gıcır gıcır olan puanlama sistemimi ilk olarak Uçabilen Kız için kullanacağım,bu günü tarihe mi geçsek acaba :) Ve işte beklenen an,Uçabilen Kız Kitap Kazanından 4 YILDIZ aldı,ki bu her kitabın harcı değildir :) 





26 Ekim 2012 Cuma

GÜNÜN KİTAP GÖRSELİ


Snape,Harry ve Ron'u kitap okuması için ikna etmeye çalışıyor :))



İYİ BAYRAMLAR




Herkese Kitap dolu bayramlar :)) 
Bol bol şeker yiyin,bol bol kitap okuyun :))


17 Ekim 2012 Çarşamba

THE SECRET KEEPER-KATE MORTON



Bir kitap kurdu olarak bu resme bayıldım :)




Amanın da amanın,benim sevgili Kate Morton'um yeni bir kitap mı çıkarmış :) 

Artemis yayınları tarafından çevrilen 'Uzak Saatlerle' tanıdım Kate Morton'u ve o günden beri de en sevdiğim yazarlarımdan biri oldu kendisi.Kitaplarını çok severek,neredeyse bir solukta okuyup bitirdim.Şimdi,kütüphanemin en değerli köşesindeler.
Kate Morton,benim için aradığım her şeyi kitaplarında bulabileceğim bir yazar.Gizemi tıpkı onun yazdığı gibi seviyorum,geçmişten bugüne derin izler bırakan sırlar ve gerçeği ortaya çıkarmaya çalışan sıradan ama korkusuz kahramanlar.
 Yazarın olağanüstü bir kalemi var,ki benim için böyle tanımlayabileceğim sadece bir kaç yazar var yeryüzünde.
Çevirdiğiniz her sayfayla birlikte merakınız daha da artıyor ve bitirdiğinizde "Vay canına" demekten kendinizi alamıyorsunuz.
Uzak Saatleri okurken belki de yirmi farklı tahminde bulunmuş ama o son sayfaya geldiğimde ağzım açık öylece kalakalmıştı çünkü bunun geleceğini görememiştim.
Uzak Saatler,orjinal ismiyle The Distans Hour,bir hikayeyle başlıyor.
"Şşşt...ONU DUYUYOR MUSUNUZ?" diye başlayan.
Okurken insanın tüylerini diken diken eden türden bir hikaye bu.Öylesine gerçekçi bir anlatımdı ki,hikayeyi okurken hiç bitmesin istedim.Karanlık,rahatsız edici ve merak uyandırıcı.Ne kadar korkarsan kork bir türlü okumaktan kendini alamadığın hikayelerden biri gibiydi.
Ve o üç sayfa daha kitabı tam manasıyla okuyup bitirmeden  Kate Morton'a hayran olmamı sağladı.
Gelelim yeni kitaba...




Her güzel hikayenin içinde yaşayabileceği güzel bir eve ihtiyacı vardır.
THE SECRET KEEPER(SIR TUTUCU),Morton'un diğer kitapları gibi geçmişin tozlu sayfalarıyla başlıyor.
Yıl 1961 :
Bunaltıcı bir yaz günününde,ailesi Sulfokta ki çiftlikle piknik yaparken,on altı yaşındaki Laurel ağaç evinde saklanıp,Billy adındaki bir çocukla,Londra'ya taşınmanın hayallerini kuruyor.Parlak geleceğine kavuşmak için sabırsızlanıyor.Ama bu güzel öğleden sonra bitmeden önce,Laurel her şeyi değiştirecek şok edici bir suça tanık oluyor ve bu her şeyi değiştiriyor.
Yıl 2011:
Şimdi çok sevilen bir Aktrist olan Laurel,kendini geçmişin gölgesinde boğulmuş olarak buluyor.Hatıralar tarafından takip ediliyor.Ve o gün gördüğü gizemi çözmek,parçaları bir araya getirmek için ailesinin evine geri dönüyor. 
Londra'daki savaş sırasında hayatları şiddetli ve ölümcül bir şekilde karmaşık olan,uzak diyarlardan gelip şans eseri karşılan üç yabancının-Dorothy,Vivien,Jimmy-hikayesi.
*Bir kitabı yazarın sesinden dinlemek,kitabı okurken onun sesine sahip olmak demek.Deneyin öyle olduğunu göreceksiniz.
Kate Morton yeni kitabı hakkında kısa bir açıklama yapmış,bir de onun sesinden dinleyin 
"THE SECRET KEEPER'ı"


Kitap,Amerika da ve İngiltere de çoktan satışa sunulmuş,Kasımda Yeni Zelanda yayınlanacak,umarım en kısa zamanda Artemis tarafından bir an önce çevrilip,ülkemizde de yayınlanır.
Bu arada kitaba bir göz atmak isteyenler için Kate Morton,The Secret Keeper'ın ilk bölümünün ön okumasını sizinle paylaşıyor,yapmanız gereken tek şey yazarın sayfasına girip,bölümü pdf formatından indirmek,isterseniz Facebook üzerinden indirmeden de okuyabilirsiniz.

İşte adresler;
http://www.katemorton.com/
https://www.facebook.com/KateMortonAuthor?ref=ts&fref=ts