Bir varmış bir yokmuş diye başlar tüm masallar ve hepsi de mutlu sonla biter ama Emma'nın masalı diğerlerinden farklı olarak mutlu sonla bitmedi.Çünkü onun mutlu sonla bitecek bir hikayesi olmadı hiç.Ta ki Yirmi sekiz yaşına bastığı o geceye kadar.Ailesi onu bir otoyolun kenarına terk edip gitti,tek başına büyüdü ve bir şekilde kendi başının çaresine bakmayı öğrendi.O gece de diğerlerinden farklı değildi,doğum günü olması ve evine gelen davetsiz misafir dışında.
Henry,Emma'nın on yıl önce evlatlık verdiği oğlu,yirmi sekiz yaşına bastığı o gece kapısında belirdi ve onu geldiği yer olan Storybrooke adlı kasabaya geri götürmesini istedi.Ve işte hikaye böyle başladı.
Hepimizin mutlu sonla bittiğine inandığımız masallar aslında hiç de öyle mutlu sonla bitmemişti.Ve ortada bir lanet vardı,Kötü Kraliçe tarafından yapılan bu lanet yüzünden kasabada ki kimse gerçekte kim olduğunu hatırlamıyordu.Onlar kendi dünyalarından koparılıp bizim dünyamıza sürgün edilmişlerdi.Hepsi deri kaplı bir kitabın içinde yazıyordu,Henry'nin Emma'ya gösterdiği kitabın içinde.Üstelik o kitapta Emma'nın Pamuk Prensesle,Yakışıklı Prensin kızı olduğu ve laneti ortadan kaldırabilecek tek kişi olduğu da yazıyordu.Henry buna inanıyordu,Emma'ya gelince onun tek istediği çocuğu ait olduğu yere bırakıp hayatına geri dönmekti.Ta ki olması gereken yerin Stoorybrooke olduğunu farkedene kadar.Emma lanete inanmasa da,Henry için kasabada kalmaya karar verir ve zaman geçtikçe Storybrooke'da gerçekten bir şeyler olduğundan şüphelenmeye başlar.Yapması gereken tek bir seçim vardır,savaşmak çünkü o diğerlerinin tek umududur.
İşte böyle başladı Once Upon A Time,göz dolduran kadrosu,diğerlerine hiç benzemeyen fantastik dünyası ve o bildiğimiz masallara getirdiği yeni yorumlarla vazgeçilmez oldu.En azından benim için öyle.Emma Swan karakterini canlandıran Jenniffer Morrison'u daha önce House'da izlemiş ve gerçeği söylemek gerekirse hiç beğenmemiştim.Fazla doğrucu,fazla kuralcıydı.Oysa bu dizide büyünün var olmadığı bir dünyada fantastik bir kahraman olarak çıkıyor karşımıza..Emma,Henry'nin yeniden hayatına girmesiyle,ona bir anne olmak istediğini farkediyor dahası bu gizemli kasaba hakkında ki gerçekleri bir bir öğrenmeye başlıyor.
Pamuk Prensese gelince onu canlandıran Ginnifer Goodwin'e de,canlandırdığı karaktere de hayranım.Bir sezon boyunca bir çok kadın masal kahramanıyla karşılaşmama rağmen hiç birini Pamuk Prenses'i izlediğim kadar keyifle izlemedim.O orjinal hikayede ki halinden çok farklı,savaşçı,güçlü-kendisini öldürmek isteyen üvey annesinden kaçıp vahşi ormanlarda tek başına hayatta kalmaya çalışan bir prenses.Ama Kötü kalpli kraliçe'nin yaptığı lanetten sonra Storybrooke'da Mary Margaret Blanchard olarak karşımıza çıkıyor,iyi kalpli kırılgan bir ilkokul öğretmeni.Gerçek aşk'ın varolduğuna inanıyor ama onu bulabileceğinden emin değil.İşte bu noktada devreye Henry giriyor ve ona Yakışıklı Prensinin gönüllü olarak çalıştığı hastanede komada olduğunu söylüyor.Emma için bu harika bir fırsat çünkü sonunda Henry'nin inandığı her şeyin aslında bir hayalden ibaret olduğunu gösterebilecek.Mary Margaret'ın da yardımıyla Henry'nin tüm masal kahramanlarının hikayesini anlattığını düşündüğü kitapla birlikte hastaneye gidiyor ve bir kez daha işler hiç de Emma'nın beklemediği bir şekilde gidiyor.Bu sayede bizde Yakışıklı Prensle tanışabiliyoruz diğer bir değişle-ki ben bunu çok seviyorum-Prince Charming.
Yakışıklı Prens karakterini Josh Dallas canlandırıyor tam da hikayede ki prense uygun bir şekilde kendisi oldukça yakışıklı ve bir o kadar da etkileyici.Cesur,asil,iyi kalpli,güçlü bir prenste olması gereken her şeye sahip,ne yazık ki komadan çıktığında gözünü açtığı dünya da o çok sevdiği kadını da,gerçekte kim olduğunu da hatırlamıyor.David-yani Yakışıklı Prensimiz-bir sezon boyunca Mary Margaret'la aralarında ki çekime karşı koymak elinden geleni yaptı zira o bir başkasıyla evliydi ama gerçek aşk içinde sihrin olmadığı bu dünyada bile var olabileceğini gösterdi ve David ile Mary Margaret'ı bir araya getirdi.Gerçekte kim olduklarını hatırlamasalar da bir kez daha birbirlerini buldular.İşte tam burada devreye Regina girdi Nam-ı diğer Kötü Kraliçemiz.
"Yapacağım son şey de olsa hepinizin mutluluğunu yok edeceğim" böyle yemin etmişti Pamuk Prenses ile Prens'in düğün töreninde ve yaptı.Onun laneti tüm mutlu sonları yok etti geriye sadece kendi mutlu sonu kalana kadar.Kötü Kraliçemiz Storybrooke'da kasabanın başkanı Regina Mills olarak çıktı karşımıza.Henry'nin de üvey annesi.Bu yüzden sezon boyunca Emma ile sık sık karşı karşıya geldiler,ta ki o muhteşem sezon finaline kadar.Şimdiden hepinizi uyarayım söz konusu Regina olduğunda hiçbir şey göründüğü gibi değil,sezon ilerledikçe Kötü Kraliçe hakkında daha çok bilgi sahibi oluyor ve şaşırıyorsun.
Gelelim hikayenin belki de en önemli karakterinden birine,O bildiğimiz tüm masalların içinde var,en azından dizide öyle.Ne zaman birinin başı sıkışsa orada bitiyor ve onlara yardım ediyor.Karşılığındaysa-Ona göre her zaman bir karşılığı oluyor-sözle mühürlenen bir anlaşma yapılıyor.O Rumplestiltskin'den başkası değil elbette.Orjinal masalda Değirmencinin kızıyla samanı altına çevirmesi karşılığında bir anlaşma yapan cüce,karşılığında ondan doğacak ilk çocuğunu ister.Dizide ise Rumplestiltskin'ni oldukça detaylı bir şekilde işlenmiş bir karakter olarak görüyoruz.O herkes tarafından Karanlık Olan diye biliniyor.Güçleri sınırsız ve bir o kadar da karanlık. Kötü Kraliçe laneti nasıl aktif hale getirebileceğini öğrenmek için onunla bir anlaşma yapıyor,karşılığında ise Regina'nın onları götüreceği yeni diyarda çok zengin olacağını ve "lütfen" dediği sürece ne isterse onu yapacağına dair bir söz alıyor.Rumplestiltskin,Storybrooke'da Mr.Gold olarak karşımıza çıkıyor.Kasabanın neredeyse tamamına sahip Mr.Gold,Regina'yı da parmağında oynatıyor.O başlarda kötü bir karakter olarak görünse de hiçbir zaman Regina'nın safında yer almıyor,aksine ondan nefret ediyor.Pamuk Prenses'in lanet hakkında bilgi sahibi olmak için kendisiyle yaptığı anlaşma karşılığındaysa doğacak kızının ismini de öğreniyor.Çünkü o laneti bozabilecek tek kişi,onun kim olduğunu bilmek büyünün olmadığı dünyada sahip olduğu en büyük güç.Emma,Storybrooke'a geldiğinde Mr.Gold'la karşılaşıyor hatta bir ara Regina'ya karşı müttefik bile oluyorlar sorun şu ki,ismini değiştirmiş olsa da o hala aynı kurnaz Rumplestiltskin.Ve Regina'nın inandığının aksine o her şeyi hatırlıyor.
NEREDE KALMIŞTIK ?
Emma,Henry'i kurtarıp laneti ortadan kaldırdı,kasaba halkı kim olduklarını hatırladılar.Pamuk Prenses ile Yakışıklı Prens sonunda birbirlerine kavuştular ve Mr.Gold,Emma sayesinde sihirsiz dünyaya sihiri getirmenin bir yolunu buldu.Ve bu yenilmiş olan Regina için yeni bir savaşın başlangıcı oldu.
Yeni sezon sihir'in Storybrooke'a dönmesiyle başladı.Zaten bölümün ismi de buna uygun olarak "Broken" oldu.Ve bir çok soru işareti bıraktı izleyicinin aklında.Bölümün en çarpıcı anı hiç kuşkusuz Emma'nın ailesiyle buluştuğu andı.Bunun için mutlu olsa da bir yandan da onu bıraktıkları için ailesine kızgındı.Belle'in yaşadığını,üstelik bunca zamandır Regina tarafından alıkoyunduğunu öğrenen Gold,Regina'dan intikam almak için bir Ruh Emici çağırır-Biliyorum Harry Potter referansı-Emma,Henry'e verdiği sözü tutmak için Regina'yı kurtamaya karar verir ve ailecek işe koyulurlar.
Bölümün ardından Ruh Emici hakkında bir çok yorum yapıldı,fantastik edebiyattan esinlenen bir dizi sadece masalları değil bu konuda yazılmış ya da gösterilmiş her şeyi kendine ilham alabilir.Nitekim ilk bölümün parlayan karakteri Walt Disney'in ünlü karakteri bir Çin efsanesi olan Mulan,Grimm kardeşlerin derlediği bir masal olmasa da hikayeye oldukça güzel bir şekilde uyum sağladı.Uyuyan Güzel'in yakışıklı prensi Philip'in silah arkadaşı olarak çıktı karşımıza.Walt Disney'nin animasyonun da Mulan'a da bir hayli benziyor.Uyayan Güzel'in Prensine aşık bu yönden orjinal hikayeye uygun olduğunu söyleyebiliriz ne yazık ki Philip'in gözü Prensesinden başka kimseyi görmüyor.Gelelim Uyuyan Güzel'e,Mulan'a duyduğum sempati yüzünden ondan pek hoşlanmadığımı söylemeliyim.
Yeni sezonda kadroya dahil olan bir diğer karakter de Yuvarlak Masa şövalyelerinin en asili Lancelot ve Peter Pan hikayesinin ünlü kanca elli kaptanı Hook.
Emma ve Pamuk Prenses-Regina'yı kurtarmak uğruna kendilerini masal dünyasında buldular,lanetten henüz nasibini almamış diyarın köşesinde çok daha büyük tehlikelerle karşı karşıya kalacaklar.
Bakalım yeni bölümlerde karşımıza hangi maceralar,hangi masallar çıkacak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder