30 Eylül 2012 Pazar

CADI HAFTASI





Bu hafta kütüphaneye gittim ve bu sefer iki kitap birden aldım.Şans eseri ikisi de Cadı temalı kitaplar çıktı.Muhteşem Yaratıkları daha önce görmüştüm ama kitabın cadılar daha doğrusu büyücülerle-ki bu bana biraz saçma geldi-olduğunu ancak kitabı okuyunca öğrendim.Ayrıca hikayenin iç savaş dönemiyle bağlantılı olması da kitabı daha ilgi çekici kılıyor.Acemi Cadı okuması çok zevkli bir kitap,eğlenceli olması bir yana içinde cadılar olduğu için ister istemez gizemli hissettiriyor,ki bu da çok hoşuma gidiyor.Şuan için iki kitap da oldukça iyi gidiyor,bakalım bitirince neler düşüneceğim.


27 Eylül 2012 Perşembe

ÇEKİLİŞ VAR

Bende katıldım çekilişe,bu benim yeni dahil olduğum blog dünyasında ilk çekilişim.Sizde katılmak isterseniz eğer buyurun; Tıklayın




DOKUZ KUYRUKLU KEDİ



    

ORJİNAL İSMİ:
CAT O'NİNE TALES
YAZAR:
JEFFREY ARCHER 
     YAYINEVİ:
ALTIN KİTAPLAR 
ARKA KAPAK:


Yaşamının beş yılını Avam Kamarası'nda,on dört yılını Lordlar Kamerası'nda ve iki yılını da Kraliçe'nin hapishanesinde geçirmiş olan yazar,iki yıllık cezası süresince beş ayrı hapishane dolaşmıştır.Jeffrey Archer mahkûmiyeti sırasında diğer mahkûmlardan dinlediği olayları kah hüzünlü,kah komik,kah zarif nüktelerle süslediği bu unutulmaz hikayeleri okuyucuların beğenisine sunuyor.Dokuz Kuyruklu Kedi,usta yazar Jeffrey Archer'ın tadına doyum olmayan hikayelerinden oluşan beşinci kitabıdır.Eser uluslararası üne sahip olan ressam Ronald Searle'nin özgün çizimleriyle bezelidir.

*
Dokuz Kuyruklu Kedi uzun zaman sonra yaptığım kütüphanede ziyareti sırasında bir tesadüf eseri buldum.Malum kütüphanede hazine ararcasına tek tek bakarız kitaplara.Tesadüf dememin sebebi de,kitabın isminin yakın zamanda keyifle izlediğim bir diziyi hatırlatması.Belki de bu yüzden okumak istedim ve tek kelimeyle bayıldım.Öylesine güzel bir anlatım,güzel bir çeviriyle keyfine doyulmaz bir kitap Dokuz Kuyruklu Kedi.

Kitap,yazarın hapishanede geçirdiği zamanda topladığı on bir hikayeden oluşuyor.Her bir hikaye sizi bir şekilde dönüp dolaşıp hapishaneye bağlanıyor.Bazıları komik,bazıları ise trajik öykülerden oluşuyor.Ve son sayfaya geldiğinizde yüzünüzde küçük bir tebbessüm bırakıyor.Bir gün başka bir yerde kitabın kapağını yeniden gördüğünüzde mutlaka hatırlayacağınız bir tebbessüm.

On bir hikaye içerisinde benim favorim EKİM AYI  ve KIRMIZI ŞAH oldu.
Soğuk Kış Aylarını hapiste geçirebilmek için her ekim ayında küçük suçlar işleyerek içeriye giren evsiz bir adamın hikayesi,beni oldukça hüzünlendirdi aynı zamanda kış geldiğinde başımı sokacak bir çatımın olduğu gerçeğini bir kez daha hatırlamamı sağladı.
Müzeden çaldığı kırmızı bir şah yüzünden değilde,dolandırıcılık yüzünden hapse giren bir adamın eğlenceli hikayesinin anlatıldığı Kırmızı Şah,okuması oldukça keyifli bir hikayeydi.Özellikle de hikayenin o muhteşem sonu ağız dolusu bir kahkaha atmama sebep oldu.

Kitabı bir bütün olarak değerlendirmem gerekirse,oldukça eğlenceliydi okurken çok keyif aldım.Yazarın dili sade ve anlaşılır,sıkmadan akıcı bir şekilde okunuyor.Hikayeler merak uyandırıyor sizi içine çekiyor adeta.Kapak orjinal kitap kapağıyla aynı,ki bu beni çok memnun etti.
aynı zamanda kitabın içinde ünlü bir ressam olan Ronald Searle'nin(Kendisi oldukça ünlü bir ingiliz karikatürist.) güzel çizimlerle bezenmiş.
Farklı tatlar almak istiyorsanız bu kitabı mutlaka okuyun.





25 Eylül 2012 Salı

2012-2013 KİTAP LİSTESİ




Kitap listesi hazırlamak baya yorucu bir iş,iki gündür adam gibi düzgün bir liste hazırlamaya çalışıyorum,ki hala da bitmiş değil.Tam bu kadarı yeter derken-zira bana bir ömür boyu hatta daha sonrasında bile yetecek kadar kitap seçimi yaptım-hop yeni bir yayınevi,yeni bir karmaşa.
Karmaşa diyorum çünkü,seçim süreci baya bir yorucu oluyor.Kitapları konularına göre ayırıp,tek tek incelemek sonra da onları düzgün bir yazıyla-zira hızlı yazdığımda genelde karman çorman yazarım-ajandama kaydetmek.Ama hiç değilse artık düzenli bir şekilde dolabımda duruyorlar.
Listemde neler mi var ; Fantastikten,Bilimkurgu’ya,Gerilimden,Duygusal’a bir kaç eğlenceli gençlik dizisi,hatta ve hatta tarzını bir türlü sevemediğim Agatha Christie bile var ve şimdi hepsi alınmak için sırada bekliyor.
İçim kıpır kıpır diğer taraftan aynı şeyi kitaplığım için söyleyemem,bunca kitabı-sayısını bende tam olarak bilmiyorum-alıp da nereye koyacağımı bilmiyorum kitaplığımda çok az yerim kaldı ve odamın herhangi bir yerine koymam da mümkün değil.Gerçi küçük bir alanım var ama oraya yeni bir kitaplığın sığmasına imkan yok,kitaplarım için başka bir şekilde değerlendirebilirim aslında tek sorun nasıl yapacağımı henüz bilmemem.Neyse o gün gelsin bir şekilde hallederiz şimdilik yeni kitapların hayalini kurarak mutlu olsam yeter.
Herkese Kitap Dolu Günler...